0212 543 7043 E-Müvekkil

*İŞÇİ ALACAĞI *YÖNETİCİ POZİSYONUNDA Kİ İŞÇİNİN FAZLA MESAİ ALACAĞI *YÖNETİCİ POZİSYONUNDA Kİ İŞÇİNİN TALİMAT ALMASI *E-MAİL YAZIŞMALARININ DELİL NİTELİĞİ *İŞ YASASI 14. MADDESİ *EMEKLİLİK HAKKI KAZANIP İŞYERİNDEN AYRILAN İŞÇİNİN BAŞKA BİR İŞYERİNDE ÇALIŞMASININ ANAYASAL HAK OLDUĞU

T.C. BAKIRKÖY 14. İŞ MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2013/325 Esas - 2014/381

/

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

T.C.

BAKIRKÖY

14. İŞ MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO: 2013/325 Esas

KARAR NO: 2014/381

HAKİM: ....................

KATİP: .....................

DAVACI : S. İ. - 

VEKİLİ: Av. FATİH MARANGOZ - Kartal Tepe Mah. Bahçesaray Sk. Hülya Apt. No.4 D:7 İncirli

Bakırköy/ İSTANBUL

DAVALI : U................

VEKİLİ: Av. ......................

DAVA: Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ: 13/05/2013

KARAR TARİHİ: 19/09/2014

KARAR YAZIM TARİHİ: 29/09/2014

Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan)

davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili 13/05/2013 harç tarihli dava dilekçesinde özetle;

Davacının .......... dondurmalarının üretim, satış ve dağıtım faaliyetini yapan davalı şirketin

N.......... distribütör firması olan K.......... isimli firmasında 23/10/2005 tarihinde satış müfettişi

olarak çalışmaya başladığım, 05/01/2003 tarihine kadar davalı şirketin taşeron firması olan 1.............. A.Ş. isimli firmada, bu tarihten sonra da davalı şirketin sigortalısı olarak

bugüne kadar çalıştığını, davacının ilk başlarda davalı şirketin N........, H........ ve Adana’daki

şubelerinde satış müfettişi olarak çalıştığını, en son 01/06/2010 tarihinde Adana’dan İstanbul

H.............’daki merkeze tayin olduğunu ve bu tarihten itibaren de zincir mağazalar uzmanı olarak

çalıştığını, İş Yasasının 14. Maddesi kapsamında yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık

süresi ve prim ödeme gün sayısını tamamladığını, bu kapsamda SGK’dan aldığı yazıyı davalı işverene

sunduğunu ve işten ayrılmak istediğini belirterek, haklarının ödenmesini talep ettiğini, davalı

işverenlikçe davacının bu talebinin olumlu karşılandığını, haklarının ödeneceğinin beyan edildiğini ve

davacıya 24/04/2013 tarihli çalışma belgesinin verildiğini, ayrıca davacıya aynı tarihli ”ibraname” ve

”emeklilik hakkına dayanarak iş akdinin feshedilmesi nedeniyle yaş koşulunu herhangi bir işyerinde

çalışmadan doldurması gerektiğine ilişkin bir belge” imzalattırıldığını, ancak davacıya herhangi bir

ödeme yapılmadığını, davacının ibranameye ve diğer belgeye kıdem tazminatının ödenmediğine,

sigorta çıkışı yapıldıktan sonra ödeme yapılacağına ve haklarının ödenmesinin şarta bağlanmasını

kabul etmediğine, haklarını saklı tuttuğuna dair şerh düştüğünü, davacının iş akdinin bu şekilde

sonlanmasına ve şirket yetkilileriyle sürekli görüşmesine rağmen, bugüne kadar herhangi bir ödemenin

yapılmadığını, işyerinde haftanın 6 günü (Cumartesi dahil), milli bayramlarda tam gün, dini

bayramlarda ise ilk 2 gün hariç diğer günlerde tam gün olmak üzere 08:00-20:00 saatleri arasında

(çıkış saatlerinin daha geç saatleri bulduğunu, ayda en az 10 gün bu saatlere kadar çalıştıklarını), sezon

dönemi olan Nisan-Eylül ayları arasında ise saat 22:00’ye kadar çalışıldığını, davacının ayda 1 kez,

sezon dönemi olan Nisan-Eylül ayları arasında ise ayda en az 2 kez nöbetçi olarak çalıştığını,

davacının uzun yıllar bu şekilde çalışmasına rağmen, bugüne kadar kendisine herhangi bir fazla mesai

ücreti ile tatil günlerindeki çalışmalarına ilişkin ücret ödenmediğini, yıllık izinlerini tam olarak

kullandığını, son aylık net ücretinin 4.640,00TL olduğunu, ücretinin banka kanalıyla ödendiğini,

420,00TL tutarında aylık yemek fişi verildiğini, maaşla orantılı olarak aylık 500,00-700,00TL kira

yardımı yapıldığını, işyerinde müdürleri tarafından belirlenen kotaların tutturulması halinde genelde 3

ayda bir prim aldığını, yılda 4 kez aldığı en düşük prim tutarının 300,00TL en yüksek prim tutarının ise

1.800,00TL olduğunu, ayrıca günlük kullanım için araç tahsis edildiğini ve davacının ulaşımını bu

şekilde sağladığını, fesih ile birlikte adına tahakkuk eden kıdem tazminatı ile yukarıda belirtilen diğer

bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla,

30.000,00TL kıdem tazminatı, 25.000,00TL fazla mesai ücreti, 1.500,00TL dini ve milli bayramlarda

çalışma ücreti ile 500,00TL hafta tatili ücreti olmak üzere, şimdilik toplam: 57.000,00TL’nin davalıdan

tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı adına usulüne uygun olarak davetiye tebliğ edilmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;

Davacının davalı işyerinde 01/05/2003-24/04/2013 tarihleri arasında çalıştığını ve iş

sözleşmesinin davacı tarafından feshedildiğini, davacının davalı şirkete gönderdiği fesih yazısında,

”Ekim 2002 tarihinde başladığım U....... iş yaşantısına son vermeye karar verdim, İş Yasası

gereğince (1475 sayılı İş Kanununun 14/5 maddesi) yasal haklarımın ödenmesini rica ediyorum,

istifamın kabulü için gereğini arz ederim” şeklinde beyanda bulunduğunu, Yargıtay 9. Hukuk

Dairesinin ”iş akdini emeklilik nedeniyle fesheden işçinin, samimi olması ve feshin gerçek manada

emeklilik nedenine dayalı olması gerektiğine” dikkat çektiğini, oysa davacının 24/04/2013 tarihinde iş

akdini sona erdirdikten kısa bir süre sonra, başka bir şirkette çalışmaya başladığını, dolayısıyla

davacının fesih iradesinin emeklilik olmadığım, başka bir şirkette iş bulmasına dayalı olduğunu, bu

durumun davacının fesih sebebinde samimi ve gerçekçi olmadığını, aksine kötü niyetli olduğunun açık

bir göstergesi olduğunu, başka bir işe girmek için iş sözleşmesini fesheden ve yeni işine başlayan

davacının kıdem tazminatı talebinin reddi gerektiğini, davacının fazla mesai talebinde bulunmasının

mümkün olmadığını, davalı şirkette önce satış müfettişi, daha sonra mağaza uzmanı olarak

çalıştığından, konumu itibariyle tek sorumlu olduğunu ve mesaisini kendisinin belirlediğini, ayrıca iş

sözleşmesinin 2.maddesinde ’ fazla çalışma işverenin talimatına bağlıdır” şeklinde hükme yer verilmiş

olup, davalı şirketin davacıdan fazla mesai yapması yönünde bir talimatın bulunmadığını, yine iş

sözleşmesinde ’ 'işin gereği yapılacak fazla mesailere tekabül eden ücretin aylık ücrete dahil

olduğunun” belirtildiğini, ayrıca davacı ile aynı işi yapan başka işçiler tarafından davalı şirket aleyhine

açılan aynı mahiyetteki davalar bakımından red kararı verildiğini, davacının serbest zamanlı olarak

çalıştığından ve mesaisini kendisi belirlediğinden, genel tatil ücreti talebinin de haksız ve dayanaksız

olduğunu, davacının fazla mesai taleplerinin 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu beyanla, davanın

reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Her ne kadar davalı vekilince davalı şirketin adresi itibariyle İstanbul Anadolu İş

Mahkemelerinin yetkili olduğu bildirilerek yetki itirazında bulunulmuş ise de, celp edilen SGK

kaydında .......... sicil nolu davalı işyerinin adresinin H...... olduğu anlaşılmakla, çalışılan yer

itibariyle mahkememizin yetki alanında kaldığı kabul edilerek, yetki itirazının reddine karar verilerek

yargılamaya devam edilmiştir.

Taraf vekilleri delil listesini ve yazılı delillerini ibraz etmiş, bir kısım deliller mahkememizce

toplanmış, davacıya ait SGK sicil dosyası, hizmet döküm cetveli ve işyeri kayıtları celbedilmiş, davacı

tanıkları dinlenmiştir.

Dosya davacının haklı olması halinde talep edebileceği alacak miktarının tespiti için hesap

bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişi Y.S. raporunu düzenleyerek dosyaya ibraz etmiş ise de,

taraf vekillerinin itirazları ve rapor içeriği dikkate alındığında, raporun hüküm kurmaya elverişli

olmadığı anlaşılmakla, dosya tekrar hesap bilirkişisi S.G.'ye tevdi edilerek rapor alınmıştır.

Davacı ıslahdilekçesini sunmuş, ıslah harcını tamamlamış ve davalı tarafa tebliğ edilmiştir.

Yapılan yargılama, toplanan deliller, dinlenen tanık beyanları ve gerekçe ve sonuç itibariyle

dosya içeriğine uygun denetime açık bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde;

Davacının davalı tarafça kabul edildiği gibi01/05/2003-24/04/2013 tarihleri arasında davalı

şirkette satış müfettişi olarak çalıştığı, en son aylık ücretinin brüt 5.593,58 TL olduğu, prim , kira

yardımı, yemek ve tahsis edilen aracın yakıt giderinin davacıya ödendiği anlaşılmıştır.

Somut uyuşmazlıkta, her ne kadar davalı işverenlikçe davacının işyerinden emeklilik nedeniyle

ayrılmadığı, başka bir işveren nezdinde çalışmak için işten ayrıldığı iddia olunmakta ise de, davacının

işten ayrıldıktan sonra başka bir işyerinde çalışması Anayasal bir hak olup, fesih tarihindeki iradesinin

emeklilik olmadığı her türlü şüpheden uzak bir şekilde ortaya konmamıştır. Kaldı ki 18/09/2013 tarihli

duruşmada davalı vekili tarafından davacıya dava açıldıktan sonra 15/06/2013 tarihinde 26.000,00TL

kıdem tazminatı ödendiği beyan edilmiştir. Dosyaya ibraz edilen 14/06/2013 tarihli İş Bankası

dekontundan, ”ÇIKIŞ” açıklamasıyla davacıya 26.143,17TL ödeme yapıldığı anlaşılmakla ve

14/02/2014 tarihli duruşmada davacı vekili tarafından da davalı vekilince dosyaya dekontu sunulan

26.143,17TL’nin davacıya ödendiği beyan ve kabul edilmekle, davacının kıdem tazminatına hak

kazandığı kabul edilerek, bilirkişi tarafından hesaplanan bakiye kıdem tazminatının davalıdan tahsili

ile davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir.

Davacının fazla mesai ve ulusal bayram, genel tatil günleri ücret alacağı ile ilgili olarak, fazla

çalışma yaptığını, bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi norm kuramı uyarınca bu

iddiasını ispatla yükümlüdür. Davacının çalışma şekline ilişkin tanık beyanları dışında, puantaj kaydı,

işyerine giriş çıkışı gösteren belge gibi herhangi bir yazılı delil sunulmamış olmakla, tanık beyanları

değerlendirilmek sureti ile sonuca gitmek gerekmiştir .

Her ne kadar davalı işverenlikçe davacının işyerinde önce satış müfettişi, daha sonra mağaza

uzmanı olarak çalıştığından, konumu itibariyle tek sorumlu olduğu ve mesaisini kendisinin belirlediği,

ayrıca iş sözleşmesinin 2. maddesinde "fazla çalışma işverenin talimatına bağlıdır." şeklinde hükme

yerverilmiş olup, şirketin davacıdan fazla mesai yapması yönünde bir talimatın bulunmadığı iddia

edilmiş ise de, dosyaya davacı tarafından sunulan bir kısım e-mail yazışmalarından davacının tek

sorumlu olmadığı, işyerinde davacı dahil diğer çalışanlara gerek çalışma saatleri konusunda, gerekse

tatil günlerinde yapılacak çalışmalar konusunda daha üst düzey yetkili tarafından direktif verildiği

/

anlaşılmakla, çalışma saatlerini davacının kendisinin belirlediği savunmasına itibar edilmeyerek,

bilirkişi tarafından hesaplanan fazla mesai ücret alacağı ile hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücret

alacağından, bir kimsenin uzun süre izin ve tatil yapmaksızın çalışması hayatın olağan akışına aykırı

olacağından, davacının icra ettiği meslek, çalışma süresi ve koşulları dikkate alınarak takdiren 1/2

oranında hakkaniyet indirimi yapılarak davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 21/03/2010 tarih, 297900 Esas, 2011/7617 Karar sayılı ilamı ile

fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücret alacağından, yapılan hakkaniyetindirimleri ile dava

açıldıktan sonra 15/06/2013 tarihinde ödenen kıdem tazminatı yönündenkendisini vekille temsil ettiren

davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmeyerek,aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Davanın KISMEN KABULÜ ile,

......................................................